ağaçtaki elma ile, hormonlu elmanın savaşına tanıklık eden benlik

27 Nisan 2010 Salı 19:10 Gönderen İ.Özdemir 1 yorum

gece koynuma sinmiş. "azrail!" dedi çocukluğum. babamın benim için biçtiği gelecekteki doktor kimliğim. bir elinde tesbih, ağzında salavat. çocukluğum korktu küfretti doktorluğuna. doktorluğum neşteriyle çizdi çocukluğumun yüzünü. yanlış tedaviler uyguladı zaman, hasta ettiklerini iyileştirmek için. ben izledim sustum. arkamı döndüm çocukluğum, önümü döndüm babamın yarattığı kimliğim. çekildim aradan. kuzeyi de sikeyim, güneyi de sikeyim. ben batıya gidiyorum arkadaş. batığa gitsem de batıya. şimdi varsın çocukluğumla doktorluğum öldürsün birbirini. bir gram vicdan azabı hissedersem eğer na bu elimdeki rakı boğazıma düğümlensin.

Seks

17:07 Gönderen İ.Özdemir 0 yorum

bahsedilmedi kutsal kitaplarda hiç ama sıkıldı tanrı cinsiyetsiz meleklerinden. adem'i dikti dünyaya, adına da insan dedi. dünyayı adem'e verdi. "bak evlat buradaki herşey senin. ister at koştur ister sıç ne istersen yap." sıkıldı tanrı sade adem'in şaklabanlıklarından. havva'yı dikti yanına. havva'yı dikerken yeryüzünün ilk yasağını da getirdi. "bu elmadan yemeyin! bunun dışında ne isterseniz yapın" insandır naçizane adem de havva da yediler elmayı. havva'yı bir köşeye, ademi bir köşeye attı. acıdı sonra. yine bir araya getirdi adem'in sikini gösterdi, havva'nın amını. dedi bunları kullanın. kullandıkça beni şereflendireceksiniz dedi. tanrı dedi. insan bilmiyordu. adem ile havva birleşti 2 erkek çıkageldi havva'nın mahremiyetinden. biri ötekini öldürürken yeryüzündeki ilk cinayet de işlendi. tanrı bir kadın daha gönderdi, sonra habil onunla birleşti. sonra herkes birleşmeye başladı. zevk-ü sefa içinde, kendimizden geçene kadar boşalırken içimizdeki o ilk katili, o ilk yasağı çiğnemenin hazzıyıla boşaldık hep. biz istemedik ki, tanrı öyle emretti. tanrı bize sevişin dedi. böylece yeryüzünde var olan en iyi kurgulanmış, en fazla karakterli porno filmini seyredebildi tanrı.

bir de işin öte tarafı var. meteor düştü ya gönlümüzün üstüne. sudan çıkageldik hepimiz şekilden şekile girerek. çükümüz, vajenimiz belirdiğinde başladı kendimizi üretmeye devam etmemizin gerekliliği kendini hissettirmeye. öyle ya kadın memesi görünce hareket eden, sertleşen organımız var, dikilmiş siki görünce içi gıdıklanan, amı sulanan kadın var. bunlar birbirine ait olmalıydı. tüm varlığımız onlardı birleştirdik beraberce. bir vakit geçti bizden bizler çıktı böyle. biz sadece kendimizi yaymak istedik. seks nedir bilmeyiz? ama biliriz neyse ondan daha çok başka bir şeyden zevk almayız. güzel tarafı tanrı izledikçe mastürbasyon yapıyor diye değil, sırf biz keyif aldığımız için yapıyoruz.

sonuca gelince; kadın ve erkek birleşti milyonlarca biz oluştu. biz oluştukça sosyalleştik. biz oluştukça kültür çıktı, biz oluştukça yasaklar. biz oluştukça matematik, oluştukça fizik. sonra tüm bu bizden gayrı oluşanlar bizi öldürdü. biz oluşturduklarımızın kölesi olduk. hiçbir şeyin köleliği altına girmem! dediler yalan söylediler. biz zaten ürettiklerimizin kölesi olduk. sekse ne oldu? ya artık işlenmekten korkulan bir günah, ya da artık kaldırım taşlarına düşmüş bok parçası. ne fark eder ki? biz bizi unuttuk.